Page 549 - 6-8
P. 549
Amasya Tarihi Cilt: 8
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Ağa’ya sığındı. Bunun vâsıtasıyla dehâlet ve Amasya’da ikâmet etdi.
Eski âdet-i me’lûfesi üzere hareket ederek pek ziyâde fürâde olduğundan kendisine “Çilî”
dendi. Bu esnâda fazl ü takvâsıyla pek meşhûr olan Halvetî meşâyihinden Kutb Ahmed
Efendi’nin zâviyesine gitdi. İnâbe etmek istedi. Kutb Ahmed Efendi bu arzûya karşı “temizlen
de gel” dedi.
Bu hitâba pek müte’essir olup o gece rü’yâsında Cenâb-ı rabb-ı izzeti gördü. Bir
mükâlemeden sonra Hakk Tealâ’nın mağfiretini istihsâl ederek uyandı. Derhâl tâ’ib ve
müstağfir olup Kutb Ahmed Efendi’nin zâviyesine koştu. Hazret-i Kutb “gel bakalım Çilî,
Cenâb-ı Hakk’ın inâyet-i ilâhiyyesiyle şimdi temizlendin” diyerek kabûl etdi. Şeyhin işâretiyle
tedrîs-i ulûma başladı. İlm ü irfânıyla kendisini tanıttı. Hulefâdan Ömer Efendi’ye dâmâd olup
yıllarca ders okuttu.
Ba’dehû ba’zı medreselere müderris olup akrânı arasında temâyüz etdi. “Çilî Efendi” diye
herkesin hürmet ve muhabbetini kazandı. En son müderris olduğu Atabeg medresesi
hücrelerinden birinde inzivâ ederek 1067’de vefât etdi. Âlim, sâlih, fâzıl idi. Mahdûmu Ömer
Efendi, Çilîzâdelikle meşhûr olup Mehmed Paşa müderrisi iken 1095’de vefât etdi. Fuzalâdan
idi.
Çoban Bey-Taşanzâde
Merzifonludur. Hacı Bâlî Bey’in mahdûmudur. Meşâhîr-i züamâdan olup hayli müddet
Merzifon Beyi oldu. Ba’dehû 847’de Varna muhârebesinde isbât-ı liyâkat ederek mîrlivâ olup
İstanbul fethinde bulundu.
860’da Amasya vâlîsi olan Şehzâde Sultân Bâyezîd-i Sânî ma’iyyetine me’mûren
Amasya’ya gelip muhâfız oldu. 867’de Tokat sancâğı beyi olup gitdi. 873’de vefât etdi. Kibâr-
ı ümerâdan idi. Mahdûmları Pîr Mehmed, Yûsuf Beylerdir.
SEKİZİNCİ FASL
Amasya Târîhi’nin iki bâbından sekizinci faslı, adlarının [230] ilk harfi noktasız
“Ha (ح)” olan zevâtın terâcim-i ahvâl ve ensâbını ve imkân derecesinde târîhen ibret
alınacak yerlerini de mülahhasan kayd ü zabt eder. Hâ’dan sonra gelen hurûf-ı hece
tertibi üzere yazılır.
Hacı Efendi-el-Hâc Mustafa Efendi
Amasyalıdır. Gökşenoğlu Mehmed Çelebi bin Abdurrahmân Efendi bin İbrâhim Efendi
bin eş-Şeyh Alâeddîn Alî Çelebi mahdûmu ve Beşiktaşî eş-Şeyh Yahyâ Efendi bin Ömer Efendi
bin eş-Şeyh Alâaddîn Alî Çelebi’nin ammizâdesidir.
Amasya’da ulemâdan tahsîl-i ulûm ve hattât-ı meşhûr Hayreddînzâde Mehmed
Çelebi’den hutût-ı mütenevvi’ayı ahz ü temeşşuk edib İstanbul’a gitdi. Orada da hattât-ı meşhûr
Amasyalı Şükrullâh Halîfezâde Pîr Mehmed Çelebi’den yazıp istikmâl etdi.
Ba’dehû Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Mustafa dîvânı ketebesinden olarak gelip bir
müddet sonra şehzâdenin defterdârı oldu. 960 senesi şevvâlinde şehzâde-i müşârün-ileyhin
şehâdeti üzerine Amasya hâssları emîni oldu. [231]
965’de Şehzâde Sultân Bâyezîd Amasya vâlîsi geldikte Hicâz’a gidip vartayı atlattı.
Ba’de’l-Hâc İstanbul’a gidip 967’de Anadolu muhâsebecisi oldu. 974’de Sultân Murâd-ı
Sâlis’in Amasya vâlîliğinde defterdârı olup geldi.
İki yıl kadar müşârün-ileyhin ma’iyyetinde îfâ-yı hizmet edib 976’da sânîyen Amasya
hâsları emîni ve ba’dehû Amasya Dârb-hânesi emîni olarak hayli müddet devâm ve “Hacı
Efendi” demekle iştihâr etdi.
543
548