Page 552 - 6-8
P. 552
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
hürmet ve cem’iyet göremediğinden Amasya’ya avdetle Sultân Bâyezîd câmi-i şerîfinin sağ
cenâhında sabâh ve ikindi tedrîsâtına devâm eyledi.
Bu esnâda kendisinin ulûm ve fezâ’ilde adîli olan Mecdîzâde Hâfız Abdurrahmân Kâmil
Efendi de Gümüşlüzâde câmi-i şerîfinin harîminde kâ’in yüksek ders-hânesinde sabâh ve ikindi
tedrîsâtına devâm ediyor; Amasya talebesinin kısm-ı a’zamı şu iki kutb-ı ilmin derslerine
gidiyordu.
1313’de kendisinden istifâdeye kavuşan talebesinin birinci kâfilesine icâzet verdi. 1314
recebinde meşhûr Mehmed Kemâl Bey de Amasya mutasarrıfı olarak gelip şu iki kutb-ı ilmi
kendisine celb ü cezb etdi. Tarîk-i ilmiyye için Amasya’da yeni bir şehrâh-ı terakkî açıldı.
Bu sıralarda Cünûnzâde el-Hâc Mustafa Ağa kendisine Sofular Mahallesi’nde bir hâne
tedârik ve Abdullah Paşa câmi-i şerîfinin cihet-i garbiyyesindeki boş arsa üzerine talebesi için
âlî bir [240]medrese binâ eylediğinden Sofular Mahallesi’ne nakl edib orada Abdullah Paşa
câmii şimâlinde harem kethüdâsı el-Hâc Süleyman Ağa’nın vaktiyle yaptırdığı harâb u mu’attal
mektebini i’mâr ve ders-hâne ve ikâmetgâh-ı husûsî ittihâz ederek talebesinin ikinci kâfilesine
burada tedrîsâta başladı.
Bundan evvel Yukarı Pazar’da İbâdullâh câmi-i şerîfi hitâbeti ve ba’dehû Merzifon’da
câmi-i Atik va’ziyesi ve Abdullah Paşa medresesi müderrisliği uhdesine tevcîh edilerek
ma’îşeti yoluna girdi. Sonra Mehmed Paşa Mahallesi’nde ulemâya meşrûta bir hâne mahlûl
olduğundan kendisine verilip güzelce i’mâr u ihyâ ederek oraya nakl-i ikâmet ve tedrîsâtına
mülâzemet etdi.
Mutasarrıf Kemal Bey’in teveccühâtı günden güne tezâyüd ederek 1316’da mahkeme-i
bidâyet a’zâsı olup 1317 senesi saferinde Amasya müftüsü Hacı Osmân Hilmi Efendi’nin
azliyle muvakkit Mehmed Efendi’nin ve bunun da sene-i mezbûre ramazânında vefâtıyla
Mecdîzâde Hâfız Abdurrahmân Kâmil Efendi’nin Amasya müftülüklerinde nüfûz-ı re’yi
görülmekte idi.
1321 senesi recebinde Mutasarrıf Mehmed Kemâl Bey’in Amasya’dan [241] infikâkı
üzerine a’zâlıktan çekilip tedrîsâtına devâm etdi. İkinci def’a icâzet verip talebesinin üçüncü
kâfilesi tedrîsâtına başladı.
1326 senesi cumâdelâhiresinde i’lân edilen meşrûtiyyet üzerine Amasya’da menfîyen
ikâmet eden Köprülü Fâzıl Mehmed Ârif Efendi Amasya meb’ûsu oldukta İttihâd fırkasına girip
Fâzıl Ârif Efendi’nin nüfûzundan istifâde ederek ilmiyle mütenâsib bir mevki’ buldu.
1329 senesi intihâbında Amasya meb’ûsu olup şöhret-i ilmiyyesinin fâ’idesini ve fırka-i
İttihâdiye’nin nüfûzunu gördü. Fakat bir yıl sonra Meclis’in feshine binâ’en tedrîsâtına avdet
ve fırka-i İttihâdiye’nin ikinci def’a sultası üzerine 1331’de adîli olan Hâfız Kâmil Efendi’nin
azliyle yerine Amasya müftüsü oldu.
1335’de İstanbul’da bâb-ı meşîhatte küşâd edilen dârü’l-hikmeye Amasya meb’ûsu Fâzıl
Ârif Efendi’nin nüfûzu sâyesinde beş bin kuruş ma’âş ile a’zâ olarak İstanbul’a geldi. 1338’de
i’lâmât-ı şer’iyye müdürü olup meşîhat dâ’iresinde [242] fazl ü irfânıyla temâyüz ve iştihâr etdi.
1341’de İstiklâl Mücâhedesi zaferle hitâma erdikte Ankara’da teşekkül eden Umûr-ı
Şer’iyye vekâletinde Hey’et-i iftâ’iyye a’zâsı olarak Ankara’ya gitdi. Ba’dehû Şer’iyye vekâleti
ilgâ ve teşkîl edilen Diyânet işleri riyâsetinde hey’et-i müşâvere a’zâsı olup ma’âşı yedi bin beş
yüz kuruşa iblağ edildi.
1344’de sinni altmış beşi geçtiğinden tekâ’üde sevki kânûnen muktezâ olduğu hâlde
Diyânet re’isi Ankaralı Mehmed Rıf’at Efendi’nin gösterdiği lüzûm üzerine a’zâlığı beş yıl
daha temdîd edildi. Ancak 1349 senesi evâ’ilinde tekâ’üde bilâ-ma’âş sevk edilmiş ve düçâr
olduğu mesâne illeti de teşeddüd etmiş olduğundan 1349 senesi zilhiccesinin yirmi üçüncü
pazartesi günü akşamı Amasya’da dâr-ı na’îme irtihâl etdi. Mîlâdî 11 Mayıs 1931.
Gâyet fâzıl, muhakkik, ulûm-ı şer’iyye ve akliyye ve edebiyyede mâhir, hâssaten ilm-i
usûlde ve fıkıh ve kelâmda yegâne-i asr denecek derecede mütebahhir, halûk, gâyet dîndâr,
selef-i [243] sâlihîn mesleğine tâbi’, uzun boylu, serî’ü’l-intikâl bir zât-ı sütûde-simât idi.
546
551