Page 596 - 6-8
P. 596

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Orada terakkî ederek bölük ağası 1028’de yeniçeri ocağında silahdâr ağası oldu. 1031
               senesi recebinde zuhûr eden vak’a-i Osmâniyyede, Amasya’ya i’zâm edilip Abaza Mehmed
               Paşa’nın isyânında ibrâz-ı hizmetle memdûhen 1036’da vefât etdi. Şecî’, ehl-i hizmet idi.
                     Oğulları Mehmed, Ca’fer Ağalara “Kara Hasan oğulları” dendi. Ca’fer Ağa 1041’de bilâ-
               veled vefât edib Mehmed Ağa’nın oğulları Hasan Ağa ile Zor Mustafa Paşa’dır. Hasan Ağa’nın
               evlâdı Kara Hasanzâdeliğini muhafaza edib bunlardan Îcâd Mustafa Ağa 1241’de maktûlen
               vefât etdi. Bunun hafîdi Şefîk Mehmed Efendi’dir. [389]

                     Hasan Efendi-Veysîzâde eş-Şeyh
                     Amasyalıdır. Gümüşlüzâde hânedânından Ahmed Çelebi bin Abdurrahmân Efendi bin
               eş-Şeyh  Üveys  el-Halvetî  mahdûmudur.  Ulemâdan  tahsîl-i  ulûm  ederek  eş-Şeyh  Mehmed
               Halvetî hizmetinde tefeyyüz edib Ya’kûb Paşa zâviyesi şeyhi ve mütevellîsi oldu.
                     Bir müddet sonra meşîhat ve tevliyetten azl edilip 1027’de sânîyen şeyh ve mütevellî
               oldu. 1031’de sânîyen azl edilip 1034’de sâlisen şeyh ve mütevellî oldu. Bu def’âsında sâbit-
               kadem olup Gümüşlüzâde câmii vâ’izi olarak va’z ü tezkîr ile iştigâl etdiği hâlde 1043 senesi
               evâsıtında vefât etdi. Âlim, sâlih, vâ’iz idi. Mahdûmu Mustafa, Şemseddîn Ahmed Efendilerdir.

                     Hasan Efendi-Rûmî
                     Amasyalıdır.  Kâdızâde  İlyâs  Efendi’nin  mahdûmu  olup  hutût-ı  mütenevvi’ayı  ahz  ve
               ma’ârif tahsîl ederek İstanbul’da mâliye kalemine girdi. Orada tefeyyüz ederek [390] mukâta’a
               kâtibi  oldu.  1006  senesi  şevvâlinde  Amasyalı  Gonçazâde  Hızır  Paşa  vezâretle  Mısır  vâlîsi
               oldukta dîvân kâtibi olarak beraber Mısır’a gitdi.
                     Orada emvâl-i Mısriyye’nin ıslâhına bezl-i makdûr ederek sıyt ü şöhret kazandı. Ba’dehû
               efendisi kubbe-nişîn olarak İstanbul’a geldikte beraber gelip vefâtına kadar hizmet-i kitâbetinde
               bulundu. 1018’de müşârün-ileyhin irtihâline binâ’en tezkire-i sadâret oldu.
                     1020’de Mısır defterdârı olup sânîyen Mısır’a gitdi. Orada yedi yıl kadar îfâ-yı hizmet
               ederek 1027’de Mısır ümerâsından oldu. 1035’de sânîyen Mısır defterdârı olup Lâdiklizâde
               Bayram Paşa’nın zamân-ı vilâyeti hitâma erdikte 1038’de azl edildi.
                     Ba’dehû ihtiyâr-ı tekâ’üd edib ba’zı hayrât ihdâsıyla emlâkini vakf edib 1044’de vefât
               etdi. “Vakf-ı Hasan-ı Rûmî-i Defterî” demekle meşhûr olan vakfı üç asır kadar devâm etdi.
               Hatt-ı siyâkatta mâhir, hattât, ma’âriften haberdâr idi. [391]

                     Hasan Paşa-Yörgüç Paşazâde
                     Amasyalıdır.  Yörgüç  Paşa  vakfı  mütevellîsi  olan  evlâdından  Mehmed  Bey’in
               mahdûmudur. Dergâh-ı âlî çavuşânı silkine dâhil olup hayli müddet tahsîlât-ı mâliyede istihdâm
               edildi. Nihâyet 1019 senesi rebîülevvelinde Amasya muhassılı ve zilhiccesinde Sivas defterdârı
               oldu.
                     Sivas  vâlîsi  Vezîr  Ca’fer  Paşa’ya  kendisini  sevdirdiğinden  müşârün-ileyhin  inhâsıyla
               1021 senesi rebîülâhirinin on birinci günü Amasya sancâğı beyi olup defterdârlık uhdesinde
               kaldığından birâderi Hakalacı Mustafa Bey mütesellimi oldu.
                     1022 senesi şa’bânının evâsıtında vâlî Aydın sancâğına kaldırıldığı esnâda bu da Suğla
               sancâğına  nakl  edilip  1023  senesi  şevvâlinde  ma’zûlen  Amasya’ya  geldi.  1024  şa’bânında
               Çorum, 1026 saferinde Erzincan sancâğı beyi ve sene-i mezbûre şevvâlinde Kars ve 1028 senesi
               evâ’ilinde Batum Beylerbeyi oldu.
                     1029’da Mar’aş eyâletine nakl-i me’mûriyet edib [392]İstanbul’a geldi. Hâce-i Sultânî
               Amasyalı Ömer Efendi’nin mazhar-ı himâyesi olduğundan Mar’aş’a gidip halkın şikâyetlerini
               mûcib  hareketleri  Lehistân  harbinden  dolayı  geçiştirildi.  1031  senesi  evâ’ilinde  azl  edilip
               recebte  vak’a-i  Osmâniyye  zuhûruyla  Amasya’ya  gönderildi.  Üç  yıl  kadar  menkûb  olup
               1034’de Ankara mutasarrıfı oldu. Bir sene sonra azl edilip Sonisa’da tekâ’üd vazîfesiyle ikâmet
               etdirildi.



                                                           590
                                                           595
   591   592   593   594   595   596   597   598   599   600   601