Page 598 - 6-8
P. 598

Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Hasan Paşa-Mahmûd Paşalu
                     Amasyalıdır. Alî bin Hamza mahdûmu olup sipâhî kayd edildi. Sipâhî meşâhîrinden olup
               vüzerâdan Güzelce Mahmûd Paşa’nın tâbi’i, ba’dehû kethüdâsı olduğu münâsebetle kendisine
               “Mahmûd Paşalu” dendi.
                     Mahmûd  Paşa’nın  vefâtından  sonra  Canik  sancâğı  muhassıl-ı  emvâli,  ba’dehû
               kethüdâyeri ve mütesellimi olduğu esnâda Abaza Mehmed Paşa’nın hücûmuna karşı fevka’l-
               âde müdâfa’a edib Abaza’yı Samsun’a yanaşdırmadı. Bundan dolayı takdîr edilip 1032 senesi
               zilka’desinde Canik mîrlivâsı oldu.
                     1033 ’te Ruslar, karşı yakadan on altı şayka ile gelip, Samsun’a hücûm etdiği esnâda
               seksen kişiden ibâret olan ma’iyyetiyle Ruslar’a hücûm ederek onbir pâre şaykalarını ahz ve
               beşini de firâra mecbûr edib hayli esîr [397] ve ganâyim aldı.
                     Rusların toplarla harâb etdiği Samsun şehrini ve kal’asını i’mâr edib parlak hizmetler ve
               yararlıklar  ibrâz  etdiği  münâsebetle  takdîrât-ı  pâdişâhîye  nâ’il  olup  sene-i  mezbûre
               zilka’desinin yirmisinde ma’iyyetine beşer akçe terâkkî ihsân buyruldu. 252
                     Beş  yıl  kadar  Samsun’da  hüsn-i  idâresi  sâyesinde  kalıp  1037  zilka’desinde  ma’zûlen
               Amasya’ya gelip Sultân Bâyezîd evkâfı mütevellîsi olarak bir müddet istirâhat etdi. 1039 senesi
               saferinde terfî’an Kefe Beylerbeyi olup gitdi.
                     1041  senesi  cumâdelûlâsında  ma’zûlen  Amasya’ya  gelip  sânîyen  evkâf-ı  Sultânîye
               mütevellîsi oldu. 1043 senesi şevvâlinde Trabzon Beylerbeyi olup gitdi. Ba’dehû Adana, Konya
               eyâletlerine sırasıyla Beylerbeyi olup 1048’de vefât etdi. Şecî’, mukdim, sâdık bir zât idi.

                     Hasan Bey -Kesdekzâde
                     Amasyalıdır.  “Kesdek  Bey”  demekle  meşhûr  mîrlivâ  [398]  Mustafa  Bey  bin  Hasan
               Bey’in mahdûmudur. Züamâdan olup hayli muhârebâta iştirâk etdi. 1035 târîhinden i’tibâren
               üç  def’a  Amasya  alaybeyi  olduğu  hâlde  1049’da  vefât  etdi.  Oğulları  Mustafa,  Mehmed
               Beylerdir.

                     Hasan Ağa-Mü’ezzinzâde
                     Köprülüdür. Bâlî Alî  Ağa’nın kardeşi  olup  sipâhî  meşâhîrinden oldu.  1032’de Abaza
               Mehmed Paşa’ya uyup ba’zı ser-bâzâne hareketlerde bulundu. 1034’de devlete dehâlet edib afv
               edildiğinden Bağdâd harbine me’mûr oldu.
                     Serdâr  Hâfız  Ahmed  Paşa’nın  ma’iyyetinde  hayli  yararlıkları  görüldüğünden  Köprü
               voyvodası oldu. Zamân-ı azlinde Köprülü Mehmed Paşa’ya hayli yardımı dokundu. Bundan
               dolayı  Paşa’nın  Mü’ezzinoğullarına  minnetdârâne  himmetleri  görüldü.  1051’de  vefât  etdi.
               Hânedân, nâfizü’l-kelim bir kimse idi. Mahdûmu Mehmed Paşa’dır.

                     Hasan Efendi-Gürcü İmâm el-Hâc
                     Amasya’nın eşrâf-ı kudâtından Üçler Mahallesi’nde câmii olan [399] Sa’dî Çelebi’nin
               Gürcü kölesidir. Efendisinin hücre-i terbiyesinde hıfz-ı Kur’ân etdikten sonra i’tâk edilip Sultân
               Bâyezîd medresesinde ikâmet ederek ders-i âm Bâlî Mehmed Efendi’den tahsîl-i ulûm etdi.
                     Bu  esnâda  Kâdızâde  Küçük  Mehmed,  Yağmurköylü  el-Hâc  İsmâ’îl,  Zileli  muhaddis
               Abdurrahmân Efendilerden de usûl, tefsîr, hadîs ulûmunu ahz ederek mücâz u ders-i âm oldu.
               Esnâ-yı  tahsîlinde  Muslîzâde  Şeyhü’l-kurrâ  Mustafa  Efendi’den  de  ilm-i  vücûh-ı  kırâ’at
               almışdı.
                     1028’de  Atabeg  müderrisi,  1031’de  Sultân  Bâyezîd  câmii  imâmı  ve  1044’de  Sultân
               Bâyezîd  kürsî  şeyhi  olup  mükerreren  icâzet  verdi.  Fezâ’il-i  ilmiyyesi  her  tarafa  şâyi’
               olduğundan talebe-i ulûm halka-i tedrîsine akın akın gelip istifâde etmişlerdir.
                     Hacı  İlyâs  Mahallesi’nde  Sultân  Bâyezîd  câmii  harîmine  nâzır  hânesinde  ikâmet  ve
               Sultân Bâyezîd câmi-i şerîfinde hadîs ve tefsîr ve usûl tedrîsâtına muvâzabet ve halka va’z ü



               252  Bu vak’ayı ve mükâfâtı i’lâm eden iki kıt’a fermân-ı âlî görüldü.


                                                           592
                                                           597
   593   594   595   596   597   598   599   600   601   602   603