Page 607 - 6-8
P. 607
Amasya Tarihi Cilt: 8
Amasya Tarihi 6-8. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Hasan Efendi-Şeyh Nasûhzâde
Amasyalıdır. Nasûh bin Alî bin eş-Şeyh Nasûh mahdûmudur. Gençliğinde hutût-ı
mütenevvi’ayı Hâfız Fazlullâh Efendi’den ve ulûmu allâme-i meşhûr Hızır Efendi’den ahz ü
tahsîl edib 1064’de mücâz ü ders-i âm oldu. [427]
Yıllarca tedrîs-i ulûm edib Halfet Gâzi, Hızır Paşa, Ayâs Ağa medreselerine müderris
oldu. 1088’de kendisine teklîf edilen kazâyı kabûl etmediğinden Kuba’da, Hüsâmiye
medresesiyle mütekâ’id olup medrese ittisâlindeki meşrûta-hânesine çekildi.
Orada on yıl kadar tedrîs ü ibâdetle iştigâl ve 1098 senesi evâ’ilinde dâr-ı bekâya irtihâl
etdi. Âlim, fâzıl, muhakkik, kâtib, edîb idi. “Nasûhî” nâmıyla eş’ârı ve üstâdının mü’ellefâtına
ta’lîkâtı vardır. Üstâdının bütün müellefâtını güzel hattıyla yazmış olduğu görüldü.
Hasan Paşa-Defterdâr
Merzifonludur. Sadr-ı esbak Kara Mustafa Paşa’nın eniştesi el-Hâc Süleyman Ağa’nın
oğludur. Köprülü Mehmed Paşa’nın sadâretinde mektûbî-i mâliye kalemine girip orada
tefeyyüz ederek mâliye hulefâsından ve ba’dehû mektûbcu oldu.
1087 senesi şa’bânında sadr-ı a’zam olan dayısı Kara Mustafa Paşa’nın himmetiyle
başdefterdâr olarak ta’ayyün etdi. Beş yıl kadar makâmını hüsn-i muhâfaza ve idâre ederek
fevka’l-âde nüfûz u i’tibâra nâ’il oldu. Ancak ba’zı zevâtı ve hâssaten sadr-ı müşârün-ileyhi
gücendirecek ba’zı harekâtı sudûr eylediğinden 1094 senesi şa’bânında bâ-rütbe-i vezâret
Tımışvâr eyâletine vâlî olup İstanbul’dan çıkarıldı.
Ancak Kara Mustafa Paşa ve Yanya hezîmetinden dolayı Belgrad’a avdetinde mağzûben
maktûl ve yerine kendisine muğber olan Kara İbrâhim Paşa Sadr-ı a’zam olduğuna binâ’en
1095 senesi muharremi evâsıtında Trablusşâm vâlîliğine nakl edilerek avdeti ve Trablusşâm’a
azîmeti emîr ü te’kîd edildi.
Bî-çâre Tımışvâr’dan hareketle rikâb-ı şehriyârîye azîmet etmek üzere yola çıkıp
Şarköy’e geldiği haber alındıkta düşmanlarının isnâdâd ü iftirâsıyla 1095 saferinin evâhirinde
yok yere i’dâm ve bütün emvâl ü emlâki müsâdere edildi.
Müverrih Râşid Mehmed Efendi “Vekâyi’-nâme”sinde diyor ki:“Merhûm vezîr-i maktûle
karâbeti takrîbiyle mukaddemâ defterdâr-ı şıkk-ı evvel iken Tımışvâr eyâleti ihsân olunan
Hasan Paşa azl ile rikâb-ı kâm-yâba azîmet üzere Şehir köyü nâm menzile vâsıl oldukta taraf-ı
şehriyârîden me’mûr silahşör Kara Bayram Ağa yediyle vürûd eden fermân-ı hümâyûn
mucebince tomar-ı ömr-i nâ-pâydârı pîçîde-i dest-i gadr-ı rûzgâr oldu.
Paşa-yı mezbûrun maktûl olmasına bâ’is bu olmak üzere menkûldur ki mukaddemâ Bec
Kal’ası muhâsarasında Koca Cebecibâşı Fazlı Ağa dâne-i tüfenk ile mecrûh ve ol sebeb ile
ocaktan matrûh olup Cebecibâşılık Siyâvuş Ağa’ya tevcîh olunduğun ma’zûl-i mûmâileyh
Hasan Paşa’dan bilip bu def’a hakkında nice ifk ü iftirâ ve sebeb-i katli olacak mertebe nice
müftereyât îrâdına cesâret etmiş ola el-uhdetü ale’r-râvî.
Lâkin mezbûr Fazlı Ağa dahi bu hareket-i gayr-i lâyıkasının az zamânda seyyi’âtını görüp
evkât-ı hayâtı muhannet-i mihnet ü meşakkat ile güzâr ve âkibet cellâd-ı sipihr-âyin dahi alef-i
şemşîr-i ateş-bâr eyledi.”
Hasan Paşa-Yeğen Paşazâde
Amasyalıdır. “Bayburdluoğlu” demekle meşhûr Yeğen Osmân Paşa bin Velî Ağa bin
Bayburdlu Ahmed Ağa’nın mahdûmu ve sadr-ı esbak Kara İbrâhim Paşa bin Bayburdlu Ahmed
Ağa’nın yeğenzâdesidir.
Üçler Mahallesi eşrâfından tercemesi yukarıda yazılan Boyacızâde İbrâhim Bey bin Velî
Bey’in kerîmezâdesi olup, büyük amcasının sadâretinde nâ’il-i ze’amet oldu. 1099 [428] senesi
recebinin evâ’ilinde on yedi yaşlarında iken babasının arz u ibrâmıyla bâ-rütbe-i mîr-i mîrânî
Canik mutasarrıfı oldu.
601
606