Page 609 - 6-8
P. 609

Amasya Tarihi Cilt: 8
               Amasya Tarihi 6-8. Cilt                                                                    Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR

                     Ba’dehû  Deli  Emîr  Mehmed  Paşa’nın  kâtib-i  dîvânı  olup  devr-i  bilâd  etdi.  Paşa’nın
               irtihâlinde  Amasya’da  mu’allim-i  dârü’l-hâttâtîn  olup  1105  senesi  evâhirinde  dâr-ı  bekâya
               rihlet  etdi.  Zî-ilm  ü  edeb,  hattât-ı  meşhûr  bir  kâtib  idi.  [432]  Mahdûmu  Beylerbeyi  Fazlı
               Paşa’dır.

                     Hasan Ağa-Sancızâde el-Hâc
                     Amasya  mütesellimi  olup  “Sancı”  demekle  meşhûr  olan  Hakalalı  Şatır  Alî  Ağa  bin
               Hamza Ağa’nın mahdûmudur. Ahî Sa’deddîn Mahallesi eşrâfından olup “Sancıoğlu” demekle
               meşhûrdur.  Sadr-ı  esbak  Kara  İbrâhim  Paşa’nın  ağalarından  olup  sadâretinde  dergâh-ı  âlî
               kapıcıbaşılarından oldu.
                     1097’de  müşârün-ileyhin  azl  ü  nefyinde  Amasya’ya  gelip  türedilere  karışmadığından
               meclis-i a’yânın ilk teşkîlinde a’zâ ve ba’dehû baş a’yân olduğu hâlde 1107 hudûdunda vefât
               etdi. Oğulları el-Hâc Alî, Ahmed Ağalar’dır.

                     Hasan Paşa-Hazînedâr
                     Lâdiklidir. Sadr-ı esbak Tayyâr Mehmed Paşa’nın birâderi Hüseyin Bey’in evlâdından
               Osmân  Ağa  bin  Hüseyin  Bey  bin  Mustafa  Paşa’nın  mahdûmu  olup  “Yeğen”  demekle
               meşhûrdur. Lâdikli Seyyid Yûsuf Paşa’nın ağalarından iken hazînedârı oldu.
                     Müşarün  ileyhin  irtihâlinde  Köprülüzâde  Fâzıl  Ahmed  Paşa’ya  intisâb  edib  sadr-ı
               müşârün-ileyhin de irtihâlinde Lâdik voyvodası  [433] olarak vatanına avdet etdi. Bir aralık
               Amasya mütesellimi olup 1094’de Viyana harbine gitdi.
                     1099’da  fermânlı  olan  Yeğenli  türedilerinin  tenkîline  me’mûr  olup  sâdıkâne  ibrâz-ı
               hizmet  eylediğinden  1100  senesi  şa’bânında  bâ-rütbe-i mîr-i  mîrânî  Karahisar-ı  Şarkî
               mutasarrıfı, 1102’de Kefe Beylerbeyi ve 1106’da eşkiyâdan Gavur Murâd aleyhine me’mûr
               oldu.
                      Bu şekâvet çetesini tenkîl ü istîsâlde ibrâz-ı şecâ’at eylediğinden Rûmeli Beylerbeyiliği
               pâyesiyle Azak vilâyeti muhâfızı oldu. 1107’de Yozgat-Bozok sancâğı mutasarrıfı olup 1108
               senesi rebîülâhirinde orada vefât etdi. Şecî’, mukdim, sâdık idi. Mahdûmu Osmân Bey ile Selîm
               Paşa’dır.

                     Hasan Paşa-Peçelizâde
                     Amasyalıdır. 1094’de Viyana önünde şehîden vefât eden Beşli ağası Mehmed Ağa bin
               Osmân Ağa’nın mahdûmudur. Züamâdan olup 1096’da Amasya alaybeyi ve 1097’de ma’zûl
               oldu.
                     1098’de  ikinci  def’a  mîrâlây  olup  1099’da  emîrli  ve  ba’dehû  türediler  vak’alarında
               fevka’l-âde  yararlıklar  göstermekle  [434]  1100  senesi  şa’bânında  bâ-rütbe-i  mîrânî
               Caniksancâğı mutasarrıfı oldu. Orada fetevâcı gâ’ilesini de bastırıp hüsn-i idâresi görülmekle
               1103’de Karaman pâyesiyle Musul Beylerbeyi oldu.
                     Bu  esnâda  Nişâncı  Elmâs  Mehmed  Paşa’nın  birâderi  Mustafa  Ağa’ya  intisâb  ederek
               ondan  beş  bin  kuruş  istikrâz  edib  on  iki  bin  kuruş  deyni  olduğuna  dâ’ir  sened  verdiği
               zannolunur. 1104’de Ankara Beylerbeyi ve 1107’de Azak vilâyeti muhâfızı oldu.
                     1108  senesi  evâ’ilinde  Azak  Kal’asına  kereste  îsâline  me’mûren  Canik  sancâğı
               mutasarrıfı oldu. Ancak nişâncı birâderi Mustafa Ağa sened mucebince parasını alamadığından
               İstanbul  kâdısına  mürâca’atla  tahsîline  i’lâm  almışdı.  Azak  muhâfızı  iken  i’lâm  teblîğ
               edildiğinden beş bin kuruş te’diye edib yedi bin kuruşu vermekte mümâtale etdi. 255




               255  Ayasofya mahzeninde ele geçen resmî zimmet defterinde böyle yazılıdır. Mümâtalesi fermân-ı pâdişâhîye
                 adem-i  itâ’ati  müş’ir  olduğu  bahânesiyle  i’dâm  edildi.  Fakat  Dâyin  Hâcı  Mustafâ  Paşa’ya  bu  isnâdı
                 yaramadığından 1108’de muhârebede fenâ hâlde yaralanıp âh ü feryâd içinde cân verdi.

                                                           603
                                                           608
   604   605   606   607   608   609   610   611   612   613   614