Page 149 - 6-8
P. 149
Amasya Tarihi Cilt: 9
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
vefâtlarıyla kâbil-i te’lîf değildir. Çelebi’den ilm-i meâni ve Mevlânâ Bahşî Halife’den ilm-i tefsîr ve hadîs aldı. Ba’dehû
Hoca Hayreddîn Efendi’nin kazaskerliğinde yazdığı imzâları kendisine arz edilen İstanbul’a gidip Mevlânâ Hocazâde Musliheddîn Mustafa Efendi’den ilm-i usûl ve Efdalzâde
vakfiyelerin bâlâsında mahfûzdur. İmzası şöyledir: “Hızır bin İlyas fakîh es-Sarâyî el-Kâdî Hamîdeddîn Efendi’den ulûm-ı şer’iyye ve Kâdızâde Kutbeddîn Mehmed Efendi’den ulûm-ı
bil’l-askeri’l-mânsûr.” akliyye tahsîl ederek mücâz oldu.
Fâzıl-ı müşârün-ileyh, kedisinin yaptırdığı üç mihrablı câmi-i şerîfi ittisâlinde kâin Ba’dehû ders-i âm olup Sultân Bâyezîd-i sânî devrinde Saray-ı hümâyûn gılmânına
haziresinde medfûndur. [488] Sinni herhalde altımış yedi yaşında olmalıdır. Çünkü 816’da muallim olmuş iken rikâb ağalarından gördüğü dil-şiken bir muameleden dolayı ta’lîm-i
doğduğu tahmin olunmaktadır. Bir mahdûmu Mevlânâ Muhyiddîn Mehmed Çelebi’dir. gılmândan ferâgat edib cevâmi-i şerîfede tedrîs ve tezkîre mülâzemet etdi.
Sultân Bâyezîd sûret-i hâle vâkıf oldukda kendisine elli akçe vazîfe-i yevmiye tahsis etdi.
Hayreddîn Hızır Çelebi-Gümüşlüzâde Ba’dehû Sultân Süleyman-ı Kanunî devrinde Eyüb Câmii vâizi olup vazîfe-i yevmîyesi seksen
Amasyalıdır. Hazret-i Pir İlyas Halvetîzâde Mevlânâ Celâleddîn Abdurrahman Çelebi akçeye yükseldi. Ferâğ-ı bâl ile te’lîf-i âsâra mecd ü sa’î olduğu halde 948’de [492] dâr-ı naîme
mahdûmudur. Kibâr-ı fuzalâ ve meşâyîh-i kirâm-ı Halvetiyyeden pederinin halîfesi olan irtihâl etdi.
Mevlânâ Pir Sunullah el-Halvetî hizmetinde tahsîl-i ulûm ve tekmîl-i sülûk ederek Mehmed Mecdi Efendi Tercüme-i Şakayık’da diyor ki “Ulûm-ı edebiyyede ilm-i meânî
Gümüşlüzâde Tekkesi şeyhi oldu. ve ilm-i beyânda bârî’ ü kâmil bir fâzıl ve ilm-i tefsîrde gâyet itkân ü îkân üzere hakâyık ve
Fazl ü takvâsıyla mümtâz-ı enâm olup Gümüşlüzâde Câmi-i şerîfi vâizi ve ba’dehû dekâyık-ı Kur’âna vâkıf bir ârif idi.
Ya’kûb Paşa Tekkesi şeyhi olarak Amasya vâlîsi iken Sultân Bâyezîd-i Sânî şeyhi oldu. 886’da Ol keşşâf-ı müşkilâtı tenzil, kitâb-ı Keşşâfa havâşî te’lîf edib Meşârıka bir şerh-i vesîk
Sultân-ı müşârün-ileyhin cülûsunda ruhânî ve manevî himmetleri sebk eylediğinden Amasya tensîk eyledi. El-hâk bu iki kitâb-ı müstetâbda kendinin hâvâşî-i derûn ve safâyîh-i hâtırında
vâlîsi olan Şehzâde Sultân Ahmed’in de şeyhi oldu. mestûr olan âyât-ı muhkemât fezâil-i ilâhiyyeyi bî-hâme ü midâd, izhâr ve ibrâz edib Hazret-i
Hazreti Pir İlyas’ın merkadı ittisâlinde kâin hücre-i saadetinde ikâmet ederdi. 889 senesi Hızır misâli ehâdîs-i maârif-i ledünniyyesini irvâ ve i’lâ eyledi.
zilhiccesinde dâr-ı kudse irtihâl etdikde Hazreti Pir’in merkadı kurbuna [489] ya’nî Şeyhü’l- Zikr olunan kitâblardan gayri tıbba müteallik bir kitâb-ı latîf te’lîf ve ilm-i kelâmda resâil-
İslâm Pir Celaleddîn Abdurrahman Çelebi ittisâline defn edilerek onlara salis oldu. i kesîre tasnîf eyledi. Hicret-i nebeviyyeden dokuz yüz kırk sekiz senesinde vefât edib ravza-i
Sultân Bâyezîd-ı Sânî bunun vefâtını istima etdikde 890’da bu üç Pirin üzerine muazzam rıdvân ve civâr-ı Rahmân’a vâsıl oldu.
bir türbe inşâ ve Merzifon dâhilinde üç karyeyi bu türbenin mesâlihine vakf ve cüz-hânlarına Tezyîl; ilm-i ta’birde “Mir’âtü’r-Rü’ya” ismiyle müsemmâ bir risâle-i zîbâ tasnîf eyledi
ve türbedârlarına vazîfeler tahsis eyledi. ve Meşârıka dediği şerhin [493] adını “Keşfü’l-meşârık” vaz’ eyledi. Mûmâ-ileyh Ebî Eyyüb
Âlim, fâzıl, müfessîr, kâmil, vâiz, gâyet muttakî, mazınne-i kerâmet, âlî-siret bir pîr-i Ensârî’de kendinin evinin civârında Hatîb Kasım oğlunun kabri kurbunda medfûndur.
mübârek idi. Mahdûmları Pir Şemseddîn Ahmed, Muhyiddîn Mehmed Çelebiler pek Ravvahallahü rûhahû”
meşhûrdur. Bu tercemenin unvânında “Mevlânâ Hayreddîn Hızır bin Mahmûd bin Ömer Kastamonî
Mevlânâ Atûfî demekle ma’rûfdur. Zamanesi ulemâsından telemmüz edib sâlifü’z-zikr
Hayreddîn Hızır Efendi-Muallim Mevlânâ Bahşî halifeden ilm-i tefsîr ve hadîsi ve Amasyalı Mevlânâ Abdî’den ilm-i meânîyi
Amasyalı İbrâhim Çelebi mahdûmudur. Ulemâdan tahsîl-i ulûm edib ders-i âm ve tekmîl ve tahsîl eyledi” diyor.
müderris-i be-nâm iken Amasya’da Şehzâde Şehinşâh bin Sultân Bâyezîd-i Sânî’ye muallim Hâlbuki Üsküdar’da Selîm Ağa Kütübhânesi’nde 230 numarada mevcûd “Şerh-i
oldu. 896’da Şehzâde Manisa vâlîsi olduğundan oraya beraber gitdi. Meşârık”ı sonunda şöyle tahrîr edildiği görüldü: “Hızır bin Mahmûd bin Ömer el-Merzifonî el-
905’de Şehzâde Konya vâlîsi oldukda yine beraber gidip orada 917’de Şehzâde-i Atûfî ferağa min te’lîfihî yevme’l-hâmîs fî âhiri vakti’l-asri fî nısfi şehri rabîülevvel senete sittin
müşârün-ileyhin irtihâli üzerine bunun Şehzâdesi Sultân Mehmed’e muallim oldu. [490] ve erbaîn ve tis’i mi’e mine’l-hicreti’n-nebeviyye”
918’de Sultân Selîm Han’ın cülûsu üzerine Şehzâde Sultân Mehmed de ihnâk Şu kitâbe sarîhen gösteriyor ki Mevlânâ Hayreddîn Atûfî Merzifonlu’dur. Kastamonulu
edildiğinden müteessirâne Amasya’ya geldi. İki yıl kadar hüzün ve elem içinde açıkda kaldı. değildir. Kastamonî olan Hoca Hayreddîn Hızır Efendi, Sultân Süleyman Hân-ı Kanunî
921’de Sultân Selîm İran harbinde Amasya’ya geldikde haline terahhumen Mehmed Paşa muallimi olan zâtdır. O da başka olup [494] 953’de vefât etdiği yine bu kitâbda mezkûrdur.
Medresesi müderrisliğini ber vech-i tekâüd verdi. 927’de vefât etdi. Âlim, kâmil idi. Hâssaten fâzıl-ı müşârün-ileyhin ibtidâ Amasya’da Amasya fuzalâsından Hatîb Kasım,
Abdî, Bahşî Efendilerden tahsîl-i ulûm etmesi, sonra Amasyalı Hatîb Kasım Efendizâde
Hayreddîn Hızır Efendi-Şeyh Çelebi Mevlânâ Muhyiddîn Mehmed Efendi’nin kabri yanında medfûn olması Amasya’ya nisbet-i
Amasyalıdır. Mahmûd Çelebi bin Sinan Çelebi mahdûmudur. Mevlânâ Abdî ve Mevlânâ tâmmesini irâe ve o kitâbeyi te’yid etmekdedir. “Akabât” nâmıyla ahlâk ve mevâiza dâir bir
Sinaneddîn Yûsuf Berdaî’den tahsîl-i ulûm edib ders-i âm oldu. Ba’dehû Habîb-i Karamanî risâlesi vardır.
Hazretleri’nin sohbetine mülâzemet ve ondan ahz-ı hilâfet ederek Enderûn Câmii Kürsî şeyhi
oldu. Hayreddîn Hızır Efendi-Kâdızâde
Ba’dehû Mahmûd Çelebi Tekkesi şeyhi olup otuz yıl kadar halkı tarîk-i müstakîme irşâd Merzifonludur. İlyas Çelebi bin Lütfullah Çelebi bin Mevlânâ Şücâeddîn İlyas bin Yahya
ve tedrîs ve tezkîr ile iştigâl ederek 940’da dâr-ı naîme irtihâl etdi. Âlim, fakîh, müteşerrî’, bin Hamza el-Merzifonî mahdûmudur. 890 hudûdunda Merzifon’da doğdu. Amasya’da fuzalâ-
zâhid, vâiz bir şeyh-i âl-i himmet idi. Hulefâsı çokdur. İnepazarlı eş-Şeyh Musliheddîn Mûsa i müderrisînden tahsîl-i ulûm ve hâssaten Mevlânâ Bahşî ve Musliheddîn Efendilerden ikmâl-i
ve Zileli es-Şeyh Muhyiddîn Mehmed Çelebiler bunun halîfeleridir. [491] tahsîl edib ders-i âm ve müderris-i be-nâm oldu.
Amasya medreselerini devr ederek Büyük Ağa demekle meşhûr Hüseyin Ağa Medresesi
Hayreddîn Hızır Efendi-Atûfî müderrisi olduğu esnâda Amasya vâlîsi Şehzâde Sultân Mustafa’nın muallimi Mevlânâ Seyrek
Merzifonludur. Mahmûd bin Ömer mahdûmudur. Amasya fuzalâsından Mevlânâ Abdî Muhyiddîn el-Hüseynî 947’de vefât eylediğinden [495] Şehzâde-i müşârün-ileyhe muallim
138 139
148