Page 477 - 6-8
P. 477
Amasya Tarihi Cilt: 11
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Ârif Mehmed Efendi-İrfanîzâde şa’bânında sadâret mektûpçusu olarak riyâset va’d edildiği halde zilka’desinde sadâretin [384]
Amasyalıdır. Fuzalâdan Kürd Hâfızzâde İrfânî Osmân Efendi bin Hâfız Abdurrahman tebeddülüne binâen zilhiccenin altıncı günü süvârî mukâbeleciliğine iâde edildi.
Efendi bin Hâfız Ali Efendi’nin mahdûmudur. Genç iken pederiyle İstanbul’a gidip Bâb-ı âlî 1129 senesi recebinde Ordu-yı Hümâyûn’da bulunan Reîsülküttâb Kadri Efendi’ye rikâb-
aklâmından mektûbî-i sadr-ı âlî kalemine girdi. ı hümâyûnda vekil ve Ramazân Kadri Efendi’nin azliyle asâleten Reîsülküttâb olup Ordu-yı
Burada tahsîl ve terbiye görüp hulefâdan olduğu esnâda Dürrîzâde Mehmed Ârif Hümâyûn’a gönderildi. 1130 senesi ramazanının ikinci günü rütbe-i vezâretle Teke Sancağı
Efendi’ye dâmâd olup terakkîsine bunun yardımı oldu. Hâcegânlık rütbesiyle taltîf, 1222’de mutasarrıfı ve Tuna havâlîsinin kat’-ı hudûduna me’mûr oldu.
masraf-ı şehriyârî, 1223 şevvâlinde gedikliler [381] kâtibi oldu. 1130 senesi zilhicesinde Karaman ve Adana eyâletlerine birlikte mutasarrıf ve Niğbolu
1226 şevvâlinde arpa emîni, 1228’de cebehâne nâzırı, ba’dehû yine arpa emîni sonra muhâfızı, 1132 rebîülevvelinde Halep ve sonra Diyarbekir vâlisi ve 1135 senesi zilhiccesinde
cizye muhâsebecisi, 1239’da zahîre nâzırı, 1242’de mühimmât-ı harbiye nâzırı olup 1243’de Erzurum eyâletiyle İran seraskeri, 1137 şevvâlinde Trabzon eyâletiyle Van ciheti seraskeri
azledildi. oldu.
1245’de defter emîni, 1247’de Tophâne nâzırı, 1249’da ikinci defa defter emîni olduğu 1138 rebîülâhirinde Sivas vâlisi ve 1139 cumâdelûlâsında Halep eyâletiyle Revân
halde, 1251 senesi zilka’desinin on beşinde vefât etdi. Sultân Bâyezîd mezârlığında medfûndur. muhâfızı, 1141 rebîülevvelinde Sivas vâlisi ve Şark seraskeri, 1143 rebîülevvelinde Erzurum
Erbâb-ı liyâkatten idi. Mahdûmu Mustafa Safvet Efendi müderrisînden olup 1253 vâlisi oldu. Ancak Gence ve havâlîsi halkına karşı müsâmahakârâne hareket ve Ordu-yı
rebîülevvelinde vefât etdi. Hümâyûn’un idâresinde uygunsuz hâlâta cesâret etmesi yüzünden 1144’de azledilip Halep’de
Taşlıbakır’da ikâmete me’mûr oldu. [385]
Ârifî İbrâhim Efendi-Rıdvanzâde 1145 senesi muharreminde kendisine medâr-ı maîşet olmak üzere Teke Sancağı
Amasya’nın Geldiklân sahrasında hamamı olan Rıdvan Ağa ahfâdından Abbas Bey bin mutasarrıflığı verilmişdi. Ancak orduda yapılan tahkîkâtda ba’zı yolsuz harekâtı ordunun
Feyzullah Bey bin Rıdvan Ağa’nın mahdûmudur. Amasya ulemâsından ve hâssaten Harşeneli inhizâmına bâis olduğu arz edilmiş olmakla sene-i mezbûrenin cumâdelûlâsında i’dâm edildi.
İbrâhim Efendi’den ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve müderris oldu. Ba’dehû silk-i kudâta girip Âlim, şâir, inşâ ve kitâbette mahâreti müsellem, muktedir olmakla beraber hadîd ve
kasabâta kadı olduğu halde 1056’da vefât etdi. Âlim, şiir ve inşâsı, ta’liki güzeldi. Birâderleri müteazzım idi. Mahdûmları Ali, Behram beyler 1152’de Amasya’da görüldü. Divân kâtibi ve
İsmail, Mahmûd Ağalardır. [382] dâmâdı Süleyman Efendi ricâldendir. Amasya’da “Gencelioğulları” ma’rûfdur.
Ârifî Ahmed Efendi-Çelebi Efendizâde Ârifî Hüseyin Çelebi-Sofuzâde
Amasya a’yânından “Çelebi Efendi” demekle meşhûr Mehmed Efendi’nin mahdûmudur. Amasya’da medfûn Sofu Bâyezîd Çelebi bin Mahmûd Çelebi mahdûmudur. Tahsîl-i ilim
Zileli Abdurrahman Efendi’nin halka-i tedrîsinde ikmâl-i tahsîl edib ders-i âm ve mumâ-ileyhe edib kitâbet ve inşâsı güzel olduğundan Amasya vâlisi Şehzâde Alâeddîn Bey zamanında
dâmâd ve müderris oldu. Sudûrdan Amasyalı Hasan Efendi’nin himmetiyle elviye kadısı olup ümenâdan olmuştu. 846’da müşârün-ileyhin şehâdetinde Amasya dârbhânesi kâtibi ve Sultân
devr-i bilâd etdi. 1062’de Kars kazâsından ma’zûlen mütekâid ve ba’dehû merhûm oldu. Bâyezîd’in Amasya vâliliğinde dârbhâne emîni oldu. 871 sâline doğru vefât etdi. Kâtib, şâir idi.
Meşâhîr-i kudâtdan idi.
Ârifî Hüseyin Efendi-Çorumluzâde
Ârifî Ahmed Paşa-Gencelizâde Amasya’da mukîm Çorumlu Halil Ağa bin Mehmed bin Hızır’ın [386] mahdûmu olduğu
Dördüncü Sultân Murad’ın Revân Harbi’nden avdetinde Gence’den beraber Amasya’ya 1138’de yazdığı bir kitâbın sonunda görülen imzâsından anlaşıldı. Bâb-ı âlîde kethüdâ kalemine
gelen ve Sultân Bâyezîd imâreti şeyhi olup 1058’de vefât eden Genceli Veli Bey’in birâderi girdi. Burada tahsîl ve terbiye görüp hulefâdan oldu.
Behram Beyzâde Ali Ağa’nın oğludur. 1151’de kethüdâ kâtibi olarak Hâcegân-ı divân zümresine iltihâk etdi. Ba’dehû menâsıb-
Amasya’da müfessir Hızır Efendi’nin tilmîz ve dâmâdı fuzalâdan Hacı Osmân Feyzi ı divâniyye devrederek baş muhâsebeci olup 1169’da vefât etdi. Haydarpaşa civârında Ayrılık
Efendi’den ikmâl-i tahsîl ve Fazlızâde Mustafa Efendi’den temeşşuk edib Amasya Evkâf-ı Çeşmesi’nde medfûndur.
Sultânîyye kâtibi olmuştu. Bu esnâda Samsun-Amasya yolunu kesen Gavur Murad
sergerdeliğinde toplanan eşkiyâyı tenkîl etmeye me’mûr olarak 1106’da Çakırcıbaşı Topal Ârifî Mehmed Efendi-Şehir Kethüdâsızâde
[383] Yûsuf Ağa İstanbul’dan Amasya’ya gelmişti. 1118’de Amasya şehir kethüdâsı olan Hacı Hüseyin Ağa ahfâdından Hüseyin Ağa’nın
Bunun hat ü kitâbeti ilm ü kiyâseti senâ edildiğinden maiyyetine kâtib aldı. Yûsuf Ağa, mahdûmudur. Ulemâdan ve hâssaten Canikli Mehmed Efendi’den tahsîl-i ilim edib
Rumeli pâyesiyle Anadolu müfetdişi oldukda mühürdârı ve 1109’da müşârün-ileyhin Nakşibendiyye meşâyih-i kirâmından Hicâbî Abdulbâki Efendi’nin hizmetinde tefeyyüz ederek
vezâretinde divân kâtibi ve bunun vesâtatıyla sâdâret mektûbî kalemine çerağ oldu. hulefâsından oldu.
Burada tefeyyüz ederek hulefâdan olup 1122 senesi rebîülâhirinde Köprülüzâde Nu’man Acem Ali Mahallesi’nde kâin hânesinin selâmlık kısmını zâviye ittihâz ederek bu
Paşa’nın sadâretinde mektûbçu ve Osmancıklı Baltacı Mehmed Paşa’nın sadâretinde 1123 zâviyesi şeyhi oldu. Otuz yıl kadar zikir ve tevhîd, halkın tehzîb-i ahlâkına himmet ederek
senesi saferinde reîsülküttâb olarak temâyüz etdi. 1265’de vefât etdi. Uzunyol Mezârlığının dağ tarafında kâin bahçesinde medfûndur. Şeyh-i
Ancak Baltacı Mehmed Paşa’nın irtikâb etdiği hatadan dolayı 1124 şevvâlinin dokuzuncu müşârün-ileyh, âlim, âbid, gâyet müteşerri’, [387] asrının kutbu idi. Cuma geceleri zâviyesi bir
günü Mehmed Paşa katledildiği esnâda halefi Yûsuf Paşa’nın arzıyla bu da azledildi. Tam bir mahfil-i ulemâ ve meşâyih olup sohbetinde ruhâniyet-i Muhammediye neş’esi duyulurdu. Samt
yıl açıkdı. ve sükûtu gâlib, vakûr, sözünde ve özünde Nakşibendiyye haşmeti görülürdü.
1125 senesi şevvâlinde İstanbul kâim makâmı Amasyalı Hacı Ahmed Paşa’nın Ulemâ ve meşâyih arasında “Aziz Efendimiz” unvânıyla anılır, herkes sözlerini can
himmetiyle cizye muhâsebecisi, 1126’da piyâde, 1127’de süvârî mukâbelecisi ve 1128 kulağıyla dinler, meclisinde lağviyyât ve hicviyyâta ait sözler işitilmez, gâyet nezîh olup
472 473
476