Page 478 - 6-8
P. 478
Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
Amasya Tarihi 9-12. Cilt Hüseyin Hüsâmeddîn YASAR
şa’bânında sadâret mektûpçusu olarak riyâset va’d edildiği halde zilka’desinde sadâretin [384]
tebeddülüne binâen zilhiccenin altıncı günü süvârî mukâbeleciliğine iâde edildi.
1129 senesi recebinde Ordu-yı Hümâyûn’da bulunan Reîsülküttâb Kadri Efendi’ye rikâb-
ı hümâyûnda vekil ve Ramazân Kadri Efendi’nin azliyle asâleten Reîsülküttâb olup Ordu-yı
Hümâyûn’a gönderildi. 1130 senesi ramazanının ikinci günü rütbe-i vezâretle Teke Sancağı
mutasarrıfı ve Tuna havâlîsinin kat’-ı hudûduna me’mûr oldu.
1130 senesi zilhicesinde Karaman ve Adana eyâletlerine birlikte mutasarrıf ve Niğbolu
muhâfızı, 1132 rebîülevvelinde Halep ve sonra Diyarbekir vâlisi ve 1135 senesi zilhiccesinde
Erzurum eyâletiyle İran seraskeri, 1137 şevvâlinde Trabzon eyâletiyle Van ciheti seraskeri
oldu.
1138 rebîülâhirinde Sivas vâlisi ve 1139 cumâdelûlâsında Halep eyâletiyle Revân
muhâfızı, 1141 rebîülevvelinde Sivas vâlisi ve Şark seraskeri, 1143 rebîülevvelinde Erzurum
vâlisi oldu. Ancak Gence ve havâlîsi halkına karşı müsâmahakârâne hareket ve Ordu-yı
Hümâyûn’un idâresinde uygunsuz hâlâta cesâret etmesi yüzünden 1144’de azledilip Halep’de
Taşlıbakır’da ikâmete me’mûr oldu. [385]
1145 senesi muharreminde kendisine medâr-ı maîşet olmak üzere Teke Sancağı
mutasarrıflığı verilmişdi. Ancak orduda yapılan tahkîkâtda ba’zı yolsuz harekâtı ordunun
inhizâmına bâis olduğu arz edilmiş olmakla sene-i mezbûrenin cumâdelûlâsında i’dâm edildi.
Âlim, şâir, inşâ ve kitâbette mahâreti müsellem, muktedir olmakla beraber hadîd ve
müteazzım idi. Mahdûmları Ali, Behram beyler 1152’de Amasya’da görüldü. Divân kâtibi ve
dâmâdı Süleyman Efendi ricâldendir. Amasya’da “Gencelioğulları” ma’rûfdur.
Ârifî Hüseyin Çelebi-Sofuzâde
Amasya’da medfûn Sofu Bâyezîd Çelebi bin Mahmûd Çelebi mahdûmudur. Tahsîl-i ilim
edib kitâbet ve inşâsı güzel olduğundan Amasya vâlisi Şehzâde Alâeddîn Bey zamanında
ümenâdan olmuştu. 846’da müşârün-ileyhin şehâdetinde Amasya dârbhânesi kâtibi ve Sultân
Bâyezîd’in Amasya vâliliğinde dârbhâne emîni oldu. 871 sâline doğru vefât etdi. Kâtib, şâir idi.
Ârifî Hüseyin Efendi-Çorumluzâde
Amasya’da mukîm Çorumlu Halil Ağa bin Mehmed bin Hızır’ın [386] mahdûmu olduğu
1138’de yazdığı bir kitâbın sonunda görülen imzâsından anlaşıldı. Bâb-ı âlîde kethüdâ kalemine
girdi. Burada tahsîl ve terbiye görüp hulefâdan oldu.
1151’de kethüdâ kâtibi olarak Hâcegân-ı divân zümresine iltihâk etdi. Ba’dehû menâsıb-
ı divâniyye devrederek baş muhâsebeci olup 1169’da vefât etdi. Haydarpaşa civârında Ayrılık
Çeşmesi’nde medfûndur.
Ârifî Mehmed Efendi-Şehir Kethüdâsızâde
1118’de Amasya şehir kethüdâsı olan Hacı Hüseyin Ağa ahfâdından Hüseyin Ağa’nın
mahdûmudur. Ulemâdan ve hâssaten Canikli Mehmed Efendi’den tahsîl-i ilim edib
Nakşibendiyye meşâyih-i kirâmından Hicâbî Abdulbâki Efendi’nin hizmetinde tefeyyüz ederek
hulefâsından oldu.
Acem Ali Mahallesi’nde kâin hânesinin selâmlık kısmını zâviye ittihâz ederek bu
zâviyesi şeyhi oldu. Otuz yıl kadar zikir ve tevhîd, halkın tehzîb-i ahlâkına himmet ederek
1265’de vefât etdi. Uzunyol Mezârlığının dağ tarafında kâin bahçesinde medfûndur. Şeyh-i
müşârün-ileyh, âlim, âbid, gâyet müteşerri’, [387] asrının kutbu idi. Cuma geceleri zâviyesi bir
mahfil-i ulemâ ve meşâyih olup sohbetinde ruhâniyet-i Muhammediye neş’esi duyulurdu. Samt
ve sükûtu gâlib, vakûr, sözünde ve özünde Nakşibendiyye haşmeti görülürdü.
Ulemâ ve meşâyih arasında “Aziz Efendimiz” unvânıyla anılır, herkes sözlerini can
kulağıyla dinler, meclisinde lağviyyât ve hicviyyâta ait sözler işitilmez, gâyet nezîh olup
473
477